20 Mart 2014 Perşembe

20 Şubat - 5 Mart Myanmar izlenimleri

Myanmar 10 sene öncesine kadar turiste açık bir ülke değilken, şimdi geldiği durum oldukça sevindirici, gezginleri bekliyor artık. Bizim karşılaştığımız sorun ülkeye araçla girmek istememizdi, onu da bahsettiğim konvoy geçişi ile aşmış olduk. 

Ancak belli bir gruba bağlı olmak da işleri biraz zora sokabiliyor. Bu gezi boyunca her günümüz önceden planlanmıştı, her sabah akşam varılacak nokta ile ilgili bilgi aldık, bu alanlar dışında konaklamamıza daha doğrusu aracın parkına izin yoktu. Şanslıyız ki Çin'deki gibi, arka arkaya hakikaten konvoy halinde ilerleme zorunluluğumuz olmadı. Çin'i aynı şekilde rehberle konvoy halinde geçenler hakikaten kimi zaman oldukça zorlanmışlar. Bambaşka donanımda araçlar, bambaşka kafada insanlar, aynı ayda durmaya kalkmaya karar vermek ve birbirlerini beklemek zorunda olmalar... of ki off ! 

İlk gün sınırdaki gecikme nedeniyle esas varacağımız yere gidemeyip, sınır kasabadındaki bir futbol sahasında konakladık. Overland çiler yani karadan geziciler genellikle kendi araçları içerisinde konaklıyorlar, karavan dışındaki araçlar da aynı donanıma sahiptiler. Sadece biz, bisikletli Peter ve 3 motorcu çadırcıydık. Hindistan'daki kötü otel odalarından sonra çadırımızda kendi yatağımızda olmak, evimizdeymişiz gibi hissettirdi, özlemişiz. 

Genel olarak konaklama yerleri hotel bahçeleri ya da ilk günkü gibi futbol sahaları oldu. Kimi otelde çadıra izin olmadığından çatıya çadır kurmuşluğumuz dahi oldu. 

Myanmar ilk intiba olarak hepimize çok temiz geldi, Hindistan'dan sonra herkese bir fenalık gelmişti. Bir de aracında konaklayanların en büyük problemi kendi yaşam alanlarına giren ultra meraklı Hintliler olmuş. Biz nispeten daha az etkilendik bu durumdan. Her durduğunda aracının yanına gelip seni izliyorlar, ama öyle çaktırmadan falan değil, gayet dibine gelip dikiliyorlar öylece, arabadan kafasını içeri uzatanlar bile oldu, hele bir de mutfak olayına girelim, "Evet su kaynatıp kahve yapacağım" , yani tamam kamp ekipmanlarını görmemiş olabilirler ama 5 dk bak git değil mi yok sen orada 3 saat de dursan orada dikilip bakacaklar :). Yemek yapma olayı daha da enterasan. Yolda kafamıza göre bir yer bulamazsak çektik arabayı ağaç altına, basitçe yemek ayarlıyoruz kendimize, yollarını değiştirip gelip bizi izlediler... Neyse ! Ben bunları diyorum, bir de yol kenarına aracı çekip konaklayanları düşünün, çok ama çok baymışlar meraklı Hintlilerden !

Myanmar insanı güler güzlü, yardımcı ve konuksever. Dışa kapalı bir ülke oluşu kendi içinde kalışı kültürünün devamlılığını sağlamış. Köyler, kasabalar yıllar öncesi gibi. Çok sade, az öz ve bir o kadar doğal ve güzel. Tabiatı harika, yollar yeşilliler içinde akıyor, dereler, göller, sarp kayalıklar buranın doğal zenginliği... Yemekler et ağırlıklı, Hindistan sonrası çok farklı geldi. Balık yemek kültürlerinde büyük yer tutuyor, bir sürü çeşit balık var, eskiden kalma alışkanlıkları ile kurumuş balık ve deniz ürünleri yemeklerin vazgeçilmezi. Cips olarak yedikleri bile kurutulmuş balık derisi ! 

Kaldığımız yerler; Kalaymyo, hiç gezmedik, sadece konaklama. Uzun çok yorucu bir gün sonrası Monywa. Buraya ana yoldan değil acayip uzatarak, çok kötü yollardan geldik, izinli olduğumuz, bildirilen yollar dışından gitmemiz yasaktı, sabah 6 da başlayan yolculuk akşam 8,30 da son buldu. Şanslıyız ki otel güzel karşıladı bizi, meyveler, içecekler, harika yemek. Fiyatlar şişkindi elbet ! Genel olarak Myanmar turiste pahalı, konaklama basit bir konukevinde bile 10 dolardan aşağı değil. Yemek için alternatif bulmak zor olmadı ama :) bu arada yediğimiz tavuk yemeğinde kaju vardı, çok yakışmış, bundan sonra mutfağıma yeni bir tat girdi !

Mandalay, büyük bir şehir... Burada ne yazık ki şehir içi toz toprak bir futbol sahasında konakladık ve çok ama çok sıcaktı. Bir de bu sıcak üzerine bisikletle dolanıp, yine tepelerde bir tapınağa bilmem kaç merdivenle tırmandık gün batımında şehri görelim diye. Genel olarak spor aktivitesi yaptık diyebilirim.




Sabah yol üzeri uğradığımız ahşap köprü. 


Bir sürü ülke geçtik, motosiklet üzerinde taşınan çok şey gördük. Bu da onlardan biri...

Yol üzeri muhteşem manzarada mola !

Bagan, tapınakları ile meşhur 11.yy ile 13.yy arasında inşa edilmiş 10 bine yakın tapınağa ev sahipliği yapıyor. Burada bisikletle turladık, pazarında dolandık, yeni Bagan'ı gezdik, tapınaklardan birinin tepesinde güneşi batırdık. 


Pazarda kurumuş balık reyonu. 

Inla Gölü, balıkçı köyü, acayip turistik. Ama ne yapalım biz de turist olarak aynı yollardan geçtik, hep birlikte bot kiralayıp nehirde gezintiye çıktık. 


Inla Gölü, sabah pazarı, balıklar taze !


Bizdeki katmer benzeri hamur, atlamadık yedik tabi :)

Nay Pyi Taw, başkent. Şehrin içine girmedik diyebilirim. Yangoon'ken başkent buraya taşınmış, böyle koca koca bomboş yollar... Kaldığımız yer keyifliydi ama çadırı çimene kurabilmek büyük ayrıcalık :)

Golden Rock, Myanmar'ın görülecekler listesinde idi, gidelim görelim dedik ama pek de gerek yokmuş. Biçimsiz şekilde duran bir kaya parçası ve üzerine altın yaprak kağıt yapıştırmaya çalışan budistler. Ama burası ile ilgili akılda kalacak olan muhteşem kamyon yolculuğu. Bir kamyon kasasında yaklaşık 50 kişi dizilmiş bir şekilde (oldukça rahatsız bir oturma düzeni, herkesin dizi bir önündekinin poposunda  :)) haldır huldur tırmandık tepeye. Biraz 'roller coster' havasındaydı, böyle eller havada savrula savrula gittik  geldik, evet tepedeki kayayı boşverelim de bu yolculuğu unutmayacağım. 


Diğer konakladığımız yerler; Hpa-an ve sınır kasabası Myawaddy. Akılda kalan yollar boyu güzel coğrafyası, dere geçişleri, topraktan fışkırmış gibi duran sarp tepeler...  

Sınır kasabasına kadar herkes benzer zamanlarda geldi. Ama aynı gün geçmek isteyenler de olunca tam bir vedalaşma yapamadık aslında. Fotoğraflar çekildi, iletişim bilgileri verildi ! 

Bu gruptaki herkes Türkiye'den geçmişti ve herkes dilbirliği yapmışçasına çok güzel zaman geçirdiklerinden, çok beğendiklerinden, konukseverliğimize hayran kaldıklarından ve bir daha gitmek istediklerinden bahsettiler. Dönüşte çok konuğumuz olacak ve biz de zevkle onları ağırlayacağız. Yaşasın Türk misafirperverlliği !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder