19 Şubat 2014 Çarşamba

20 Şubat Myanmar !

Bugün sınırı geçeceğimiz grubun bir kısmı ile tanıştık, yarın sınırda 15 araç olacağız ! 

Aylardır yollarda olan, bambaşka milletlerden, bambaşka kültürlerden, bambaşka yaş gruplarından insanlar...

Myanmar geçişi bu gezi için, belki de hayatımız için bir kırılma noktası gibi geliyor bana !

Gezginler... Binbir hikaye var ! Tecrübeler var ! Çıkarımlar olacak elbet... 

Meraktayım ! Heyecanlıyım ! 

7-10 Şubat Kathmandu 11-14 Şubat yavaştan yavaştan sınıra

7-10 Şubat Kathmandu;

Valla Kathmandu'yu yazmak için biraz geç kaldım, sıcağı sıcağına yazmayınca da hisler biraz unutuluyor ancak akılda kalanlar yazılabiliyor...

Burası ve öncesinde başkent olan Bhaktapur geçmişten günümüze gelen tapınakları ile ünlüler. Hinduizm ya da Budizm'e özel bir ilgisi olmayınca insanın bir noktadan sonra hepsi aynı gelmeye başlıyor. Daha doğrusu mimari en çok ilgimi çeken, Hint Tapınaklarının çoğunda inanılmaz bir ahşap işçiliği var. Ama biryerden sonra aynı işte...

11 Şubat Dhulikhel;

Ne beklerken ne bulduk burası ile ilgili, ana yoldan ayrıldık, daracık köy yollarında geçtik, dağ manzarasına ile buluştuk.

İnsanı heyecanlandıran, geleceğe umutla bakmayı sağlayan güzel insanlarla tanıştık.

12 Şubat; yol üstü konaklama

Çok virajlı ve bitmemiş, yol çalışması olan, toz toprak engebe sonrası ana yola ulaşmak ve kafamızı sokacak biryer bulmak. 

Akıllı gencecik bir genç delikanlının küçücük bir kasabada, sınırlı dünyasında, tıkılıp kalması !

13 Şubat Koshi Tappu National Park;

Hava bizden yana değil, park yalan oldu :( . Biz de hemen yanındaki köye ufak bir tur yaptık. Yolda küçücük bir kızla tanıştık, bizi önce anneannesinin evine çay içmeye götürdü, sonra hep beraber okulunu ziyaret ettik. Güzel anlardı ! Bunların kesinlikle fotoğrafını koyacağım. 

Sonrası yollar yollar ve sınır...

Not: Fotoğrafları sonra ekleyeceğim, zaman yok, yarın yine yollar yollar ( Myammar sınır geçisi) ...

Aklımda kalanları özetle yazıyorum, ekler olacak fotoğraflarla birlikte !

10 Şubat 2014 Pazartesi

14 Şubat Nepal'e veda / Sevdiklerim, sevmediklerim

Sevdiklerim;

- Doğası
- Hindistan'a göre çok daha temiz oluşu
- Çekik gözlü gülümseyen Nepalliler
- Pokhara Coşkun abinin yemekleri
- Paragliding heyecanı
- Kendi taşam alanlarında hayvanlarla buluşmak, Chitwan Milli Parkı
- Küçücük tezgahlarda satılan taze sebze meyve
- Kendinden sonrakiler için birşeyler yapmaya çabalayan insanlar
- Korunagelen tarihi mekanlar

Sevmediklerim;

- Bozuk tamamlanmaya çalışan toz toprak bol engebeli, virajlı yollar
- Fakirlik !
- Kendine yetebilecek bir ülke iken dışarıya el açmak zorunda kalması  ülke yeni yeni kendine geliyor, bir sonraki ziyarette bambaşka bir Nepal bulma dileği ile).
- Elektrik kesintileri ( unutmuşuz bunları, ama böyle yaşamsk da mümkün, her yerde mum ışıkları, yanan ateşler)
- Hindistan gibi kazıkçı, yalancı, turist eşyaları satan esnaf

20 Şubat Hindistan'a veda / Sevdiklerim, sevmediklerim


Sevdiklerim;

- Bambaşka çok zengin bir kültür oluşu.
- Farklı farklı birçok inanışın birlikte kardeşçe yaşıyor oluşu.
- Tropikal mevsimin etkisi, harika hava, acayip lezzetli meyveler.
- Lezzetli bol yağlı süt ve yoğurt.
- Çok çeşit ekmek.
- Binbir çeşit baharat.
- Goa gibi bir cennetin keşfi.
- Ucuza bol miktar deniz ürünü yemek.
- Tapınaklardaki ince taş işçiliği.
- Dünyada eşi benzeri olmayan Khajurahu'daki tapınaklar.
- Kaleler, saraylar.
- Hampi'deki gün batımı.
- Tren yolculukları, uyurken km ler katettmek.
- Khajuraho-Delhi arası trendeki sıcak kanlı amca, muhabbet :)

Sevmediklerim;
- Tapınaklara çıplak ayak girmek. Anlamsız çünkü heryer kirli, tüm gün çıplak ayak dolanan da aynı ayakla tapınakta. Tamam saygımız var ama çok anlamsız !
- Yemek tadı ile ilgili en ufak bir fikir yürütemeyeceğimiz kadar acı yemekler
- Tüm insanları aynı kefeye koyamayız elbet ama devamlı kendi çıkarı için yalan dolanla yanımıza yanaşan insanlar.
- Neredensin ? Senin için ne yapabilirim ? Daha öncede gelmiş miydiniz ? Tuk tuk ? Rikşa ? Hotel ? Guide ?  sorularında fenalık gelmesi.
- Çayda şeker olmasın, yemek çok acı olmasın taleplerimize kimi zaman yanıt alamamak.
- Maalesef pislik / Günlerce atacak yer bulamayıp çöplerin arabada kalması ve maalesef çoğunluğa uymak zorunda kalmak.


3 Şubat Bandipur, 3-6 Şubat Chitwan Milli Parkı

Chitwan'a gidiş yolumuz üzeri Bandipur'a uğradık. Burası eskiden Tibet Hindistan yolu üzerinde uğrak bir yer iken, bypass yolun yapımı ile bu ticaret yolundan uzaklaşmış. Olduğu gibi korunagelen bu kasaba 10 yıl önce devletin ve birtakım sosyal kurumların girişimi ile turistler için bir çekim noktasına dönüştürülmüş. Birçok otel ve resyoran açılmış, evler restore edilmiş...

Bandipur, Nepal'de kadınlar yükleri hep bu şekilde başlarından destekle taşıyorlar.

Chitwan Milli Parkı; 
İlk gün atladık arabamıza çevredeki 'Bizhazar', anlamı 20.000 göl, milli parkına gittik. Burada serbest halde dolaşan 5-10 tane geyik gördük, boynuzlu, kahvengi üzerine beyaz benekli benekli :) ve bir sürü farklı adını bilmediğim rengarenk kuşlar...

Evet geyik de bize bakıyor :)

Yolda ise birkaç köy görme şansımız oldu, sanırım doğallıklarını kaybetmemiş olmaları bu kadar güzel görünmelerine sebep olan. İnsanın göz zevkini bozan en ufak bir unsur yok, bizdeki gibi derme çatmalık, Hindistan'daki gibi pislik. Bu ülkede para yok belli, halk fakir, gelen her turist burada 9-10 kişinin geçimini sağlıyormuş. Ülke yeni yeni toparlanmaya çalışıyor, turist olarak buraya geldiğime memnunum bu anlamda :)

Hindistan'da develerin yaşam merkezine gitmiş, bebek develeri görmüştük, burada da bebek filleri gördük :) Evet çok güzeller...


Parkta geçirdiğimiz günün sabahında fil safarisine katıldık. Bu işler çok turistik görünmüştü gözüme, bir de hayvanların koşullarının kötü olduğunu düşünüyor insan. Ama burada durum oldukça iyi, 130 civarında fil devletin kontrolünde, etrafı çevrili büyükçe bir alanda serbest dolaşıyorlar, devlet bu alana konaklama imkanı da vermiş, dünyanın dört bir yanından araştırmacılar bu milli park ve misafirleri ile ilgili çalışabiliyor. Biz orada iken bir grup gönüllü de fillerin yemeklerini, sandviçlerini, hazırlamaya yardım ediyordu. 

Fil safarisi beklentimizin çok üzerinde geçti, sadece biz vardık, fil üzerinde de 3 kişiydik. Hava oldukça sisli olduğundan görüş mesafemiz oldukça kısıtlıydı ancak sisli haliyle orman inanılmaz bir atmosfer oluşturdu geziye. Rehber de bizi sevdi sanırım 1 saatli safari, 1 saat 45 dk ya uzadı, biraz daha derinliklere gittik ve bunanın meşhur tek boynuzlu gergedanlarından birini görme şansımız oldu.


Öğleden sonra ise kano ile nehir üzerinde 1 saatlik yolculuk ve sonrasında 3-4 saatlik bir trekking bizi bekliyordu. Kanoyu tercih etme sebebimiz timsahları görebilmek ! Birkaç tanesini uzaktan gördük, birtanesine oldukça yaklaştık, 1 m kadar, niye bu kadar yaklaştık derken, timsah hamlesini yaptı, atladı nehre, bazı Çinliler gerçek olduğuna inanmıyorlarmış, biz inanmıştık oysa ki :)


Kano sonrası 3-4 saatlik yürüyüşle bu güzel macerayı sonlandırdık...


2 Şubat 2014 Pazar

Nepal'e merhaba

21-24 Ocak Delhi'de Myammar vize başvurusu;
Yağmurlu, soğuk Delhi günleri... Vize işlemleri bizi başta biraz germiş olsa da (para tranfer sorunu, ajans önce bizden bahsetmeyin dedi, gereksiz bir uçak rezervasyonu işine girdik falan...) sonunda halloldu :)

25-26 Ocak Delhi-Nepal batı sınırından giriş;
Sınır evlere şenlik, böyle sınırdan geçtik mi, geçmedik mi belli değil, etrafa bakınıyoruz, nereye gideceğiz diye :) Evin bir odası gibi, bir masa, bir iki sandalye, koca koca defterler... Yılllar yıllar öncesi gibi etraf !

27-28 Ocak Lumbini;
Burası Budizm'in kurucusu Siddhartha Gautama'nın doğum yeri , bu nedenle budistler için çok özel. Belli bir alan korunaklı hale getirilmiş, bir çok ülkenin Budist tapınağı var aynı bölgede. 

Farklı ülkelerin tapınaklarını karşılaştırmak adına birarada görmek güzel bir deneyim oldu...

Çin Budist Tapınağı

Kore Budist Tapınağı

Alman Budist Tapınağı

World Peace Pagoda (Japon bir mimar tarafından tasarlanmış)

29-31 Ocak-2 Şubat Pokhara;

Valla burada ne yaptık, genel olarak takıldık, doğanın tadını çıkarttık diyebilirim, ha bir de midemiz bayram etti :)

Pokhara göl kenarında, dağ manzaraları bir yerleşim. Merkez kısmında birşey yokmuş, biz de bol otelli, bol restoranlı ve alışveriş dükkanlı göl kısmında konakladık. 

Yolda haberleştiğimiz ama bir türlü yakalayamadığımız Çağlar(motoraman.org)'ın yönlendirmesi ile yazın Ölüdeniz'de, kışın Pokhara'da uçan Paragliding pilotu Türklerle tanıştık, uzun zamandır Türkçe muhabbete hasret kalmıştık :) Bir de söylemeden geçmek olmaz, bu muhabbete Merhaba Turkish Restoran Coşkun abinin yemekleri eşlik etti, mercimek çorbası, patlıcan kebabı, yoğurtlu kızartma, börek, offf... Çoşkun abinin hikaye enterasan, kendisi Nepalli aslında, uzun süre Almanya'da yaşamış, orada da bir Türk restoranında çalışarak Türk mutfağını öğrenmiş, adı da çok sevdiği ama vefat eden bir Türk arkadaşının anısına kendinde yaşatıyor. Midemiz şenlik etti, sağolasın Coşkun abi ve tanışmamıza vesile olan Çağlar !

Göl sefası...

Bizim yeni dostlar da işin içinde buradan uçmadan gitmek olmaz. Paragliding, müthiş bir şeymiş, ilk ayaklar kesinlince ki heyecan tarif edilemez ! Pilotum Nepal'liydi, helikopter inişi yaptık havada bir süre, böyle döne döne aşağıya inmece, küçüklüğümden beri araba tuttuğu için, sağolasın burada da kafam ve midem bana pek rahat vermedi, daha farklı akrobatik hareketler deneyemedik. Ama bir ara benim kullanmama izin verdi, kendi kontrolümde sağa sola döndüm, durdum, ama duruşlar da farklı bir mide coşkusu yarattığından kendimi pilota emanet edip altımdaki göl ve karşımda uzanan dağların keyfini çıkardım. Akşam öğrendim ki bu helikopter inişini yapabilen sadece 2 pilot varmış, şanslı mıyım ? Yoksa birilerinin şansına mı engel oldum, en akrobasifobik insana denk gelmiş ! Bu araba tutması olayının migrenle de alakası var zaten, ne yapalım ? Genlerimizi sevelim :)


Uçuyoruuuum...