16 Ekim 2013 Çarşamba

12-13 Ekim Garmeh ve çöl

Ophelie ve Severin ile akşamdan sözleştik, sabahtan düştük yollara, hedef Garmeh...

Bir anda iki araba olmanın sevinci, arkadaşlarla düşülen yolları hatırlattı bize :). Yeni tanıdığınız biri ile yola çıkmak zordur aslında, hem derler ya arkadaşını en iyi seyahatte tanırsın diye, uzun bir süre aynı insanlarla olmak kolay değil. Yol ve kampta daha da zor aslında. Çünkü bir restorana gitmiyorsun, herkes istediğini yiyemez, ortak hesap yapmasan da birbirinden çok farklı olmaz yediğin içtiğin, yoldaki gidiş modun birbirine uyacak, ne hızlı ne yavaş, kampta en farklı olan da hep bir karar verme hali olması. Hele bu kampta çok daha fazla, bilmediğimiz bir yoldayız, ne kadar gideceğimizle ilgili belli birşey yok ve kamp her yerde kurulabilir. Çok şanslıydık, herkes uydu birbirine :)

Hava kararmaya yakın kamp için yer aranmaya başladık, etraf çöl, rüzgardan kaçmak için sığınacak bir tepe arkası aradık ve yerleştik. Masamızı kurduk, ateşimizi yaktık, çölde akşama hazırız. İlk akşam ki yemeğimiz patlıcan soslu makarna :) 

Çölün ortasında Tosbağa ve OScar
Ertesi gün sabah oldukça oyalanarak çıkmışız ki Garmeh'e varışımız 4'ü buldu. Rehber kitabın tarifine göre Garmeh'nin nüfusu 920 + 20 keçi + 2 deve. Aynen öyle :) ve de aynen tarif edildiği gibi çölün ortasında bir vaha. Her yer dallarından hurmaların sarktığı palmiye ağaçları ile dolu.







Otel tek tabanca olmanın güveni ile uçmuş, ama sorun değil, bizim herşeyimiz var, ağaçların bitimi ile tepenin başlangıcı arasına attık kampımızı, bu akşam ki yemekte bulgur pilavı ve barbunya pilaki var. 

Bulgur pilavını Türkiye'de yemişler ve çok sevmişler, hatta alıp kendileri de yapmış ama makarna usulü haşlama yapınca olmamış tabii ! Neyse oranı tutturdum, güzel olmuştu pilavım :) Sabah dedik ki palmiye ağaçları altında olsun kahvaltımız, biraz daha yaklaştık kasabaya, kral sofrası oldu sonrasında soframız, ekinlerini toplama her giden masamıza uğradı dalından yeni kopmuş nar, hurma ikram etti ! Bu arada nar meyvesiyle barıştım, bana hep ekşi ve yemesi çok zor bir meyve gelmiştir nar, hiç de yemezdim, Ophelie'den öğrendim, bizdekiler öyle mi emin değilim ama buradaki narlar daha küçük ve kabukları daha narin, dışından yavaş yavaş ezip, suyunu çıkardık önce, ama nazik olmak lazım, pörtleme ihtimali var, sonrasında bir yerinden delip hüpletince narın keyfine vardım, favori meyvelerimden artık :)


Kahvaltı sonrası yolumuz Yazd ! Ophelie ve Severin bir gece daha kamp yapmak istedi, bakalım bir daha ki karşılaşma nerede olacak ?

2 yorum:

  1. Nefis olmuş beraber gezmeniz, onlar nereye gidiyormuş?

    YanıtlaSil
  2. onlar da benzer bir rota planlıyorla aslında mayısta çıkmışlar yola, ama Pakistan vizesi alamadıkları için arabalarını İranda bırakacaklar, maalesef Hindistan vizeleri de 30 ya da 45 gün, biz daha uzun kalacağız.

    YanıtlaSil